9. Kobi Zirvesi Zirve Sonuç Bildirgesi

IX. KOBİ ZİRVESİ SONUÇ BİLDİRGESİ

IX. KOBİ Zirvesi, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) işbirliği ile 20-21 Mart 2013 tarihlerinde İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu’nda geniş bir kurumsal temsil ve katılımla gerçekleştirilmiştir.

‘KOBİ’ler için Yeni Pazarlar ve Fırsatlar” ana teması altında Zirve’de katılımcıların; KOBİ’lerin küresel krizin özellikle AB ülkelerinde derinleşerek devam ettiği bir ortamda, yeni pazarlara açılmada rekabet sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin yaklaşımlarını karar alıcıların ve kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

1-DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİM SÜRECİ:
2007 yılında ABD’de mortgage krizi olarak başlayan ve küresel finans krizine dönüşen süreçte dünya ekonomisinde, hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır.

Küresel krizin belirginleştirdiği bu değişim ve dönüşüm süreci, dünya ekonomisine yönelik algı ve kabulleri kökten değiştirmektedir. Orta ve uzun vadede Asya merkezli yeni bir küresel ekonomik düzen oluşumu gözlenmektedir. Bu yeni bir paradigmadır. Bu bağlamda küresel rekabet; KOBİ’ler ekseninde girişimcilik, yenilikçilik, esneklik gibi unsur ve özellikleri ön plana çıkarmıştır. KOBİ’ler arasında da bir küresel rekabeti ön plana çıkarmıştır.

2-TÜRKİYE’DE DEĞİŞİM-DÖNÜŞÜM SÜRECİ VE KOBİ’LER
Türkiye her alanda değişim ve dönüşümü gündemine almış, küresel rekabete geniş bir vizyonla girmiş bir ülke konumundadır. Ekonomik ve politik açıdan dünyadaki kaos atmosferine rağmen Türkiye pozitif olarak ayrışan bir ekonomi olarak ortaya çıkmaktadır. Buna karşın ekonomik göstergelerin henüz sürdürülebilir olmadığını, iç “ekonomik kırılganlıklar”dan, büyümenin finansmanının dış kaynaklara bağlı olmasına kadar birçok noktada sorunlar olduğunu gözlemlemekteyiz.
Türkiye ekonomisinde makro düzeyde sağlanan gelişmeyi aynı oranda KOBİ’lere yansıtabilmiş değiliz. Mikro düzeydeki KOBİ’lerin, küresel rekabetin gerektirdiği yapılanmada zorlandıkları gözlenmektedir. Bugünkü küresel rekabet zemininde öne geçmede önceliğin KOBİ’lerin değişim ve dönüşüm sürecine katılımlarının sağlanması olduğu büyük bir toplumsal kabule ulaşmıştır. Ancak değişimin öneminin farkında olmak kadar bu değişimin finanse edilebilmesi de önemlidir. KOBİ’lerimizde değişime, girişimci olmaya, rekabetçi güç kazanmaya şiddetli bir istek doğmuştur. Bu noktada KOBİ’leri değiştirecek ve dönüştürecek kalıcı bir politik çerçevenin oluşturulması önem arz etmektedir.

Bu nedenlerle 9. KOBİ Zirvesi, KOBİ’lerimizin dönüşüp rekabetçi olma bağlamında ciddi anlamda desteğe ihtiyaçları bulunduğuna, dönüşümde KOBİ’lere yol gösterecek, güç ve direnç aşılayacak kapsamlı ve kalıcı politikaların önemine dikkat çekmiş, KOBİ desteklerinin artırılmasının, derinleştirilerek devam ettirilmesine olan ihtiyacın altını çizmiştir.

3-KATMA-DEĞER, VERİMLİLİK, TEKNOLOJİ VE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİKLERİ:
Küresel krizin zorlayıcı etkileri altında Türkiye zaman zaman “iç talebi kısma” önlemlerine başvurmak zorunda kalmaktadır. Talep olmayan ekonomide karlılık da gerçekleşmemektedir. Bu nedenle Türkiye’de karlılık oranları bilhassa KOBİ’lerde düşüktür ve düşmeye devam etmektedir. Kar edemeyen KOBİ’ler tasarruf gücünü kaybetmekten dolayı rekabetçi olmanın gereklerine yatırım yapamaz hale gelmektedir. Türkiye’nin bu kısır döngüden çıkabilmesi için acilen katma değeri yüksek üretime geçmesi gerekmektedir.

Mevcut duruma bu açıdan bakıldığında görünen şudur: Türkiye’nin verimlilik büyümesi çok yavaş, KOBİ’lerde daha da yavaştır; Fransa’dan, İsviçre’den, Danimarka’dan ve diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinden geride seyretmektedir. KOBİ’lerin Ar-Ge kapasitesi sınırlıdır. KOBİ’lerimizde proje hazırlama kültürü çok zayıftır. Destek ve teşvikler bulunmakta, fakat TÜBİTAK bile para verecek firma bulmakta sıkıntı yaşadığını açıklamıştır. Destek ve teşvikler konusunda koordinasyonu sağlayan bir birimin olmaması, destek ve teşviklerin kapsamının geniş olması, destek ve teşvikleri sağlayan kurum ve kuruluşların çeşitliliği nedeniyle KOBİ’lerin bu desteklerden verimli bir şekilde yararlanmalarını engelemektedir.
Ayrıca KOSGEB tarafından farklı modellerle verilen destekler de KOBİ’lerin proje hazırlama kültürünü geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmaktadır.

KOBİ’lerin rekabet gücünü ulusal ve uluslararası arenada güçlendirmek, şirket ölçeklerini büyütmek için ihtiyaç duydukları finansmanın maliyeti yüksektir. Ancak istisna yaratabilen KOBİ’lerin belirli bir plana uyarak çok başarılı oldukları; başaran KOBİ’lerin Türkiye’nin toplam performansını da yükselttikleri bir gerçektir.
Bu maliyeti düşürmek için alternatif finansman yöntemleri KOBİ’lere sunulmalıdır.

Türkiye’de KOBİ’ler ağırlıklı olarak düşük ve orta teknolojilerde üretim yapmaktadırlar. KOBİ’lerin bu durumdan çıkartılıp, ileri teknolojiyle üretime kaydırılması, odaklanmamız gereken konuların başında gelmektedir. Bilhassa ‘yeni teknoloji’lerde gelişim çok müthiş bir ivme kazanmış bulunmaktadır. Gelişen yeni teknolojiler, ekonominin artık ana sürükleyici faktörü olmuştur. Türkiye yeni ve ileri teknoloji geliştiren dünyanın bir parçası olabilmek için var gücüyle çalışmak durumundadır. KOBİ’ler açısından aynı olgu, iş yapma biçimlerini teknolojik gelişmelere uydurmak gibi ek bir gündem daha yaratmaktadır.

KOBİ’lerin teknoloji ve iş yapma biçimi üzerine doğan gündem, eğitimi ve üniversiteyi de içine almaktadır. Bu konuda mevcut halden çıkan sonuca bakıldığında, reformlarla aşılacak engebeli bir yol gözükmektedir. Üniversite – Sanayi işbirliklerine sanayicinin farklı, üniversitelerin farklı bir yerden baktıkları gözlenmektedir. Teknoparklar zemininde üniversite-sanayi biraya getirilmiştir, ancak bu henüz, eski ve büyük üniversiteler ile bazı vakıf üniversitelerine ve metropollere sıkışmış sınırlı bir başarı olarak gözükmektedir.Bu bağlamda KOBİ’ler temelinde bir gelişmeyi sağlamak için üniversitelerin özerk bir yapıya bürünmeleri gerekmektedir.

Kümelenme projelerinin başlatıldığı yerlerde ve sektörlerde üniversitelerimizin de hareketlendiğini gözlemekteyiz. Türk KOBİ’lerinin kümelenme konseptine girer girmez önemli işler yapmaya başladıkları ortadadır. Üniversitelerin artan rolü bu gelişmeleri hızlandıracaktır.

4-BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ, E-TİCARET VE KOBİLER:
Türkiye’nin geride kaldığını ve zaman yitirdiğini tespit ve tescil ettiğimiz konuların başında bilişim sektörü gelmektedir. Bilişim sektörü ve iletişim teknolojilerinde tüm dünyada yeni bir aşamaya gelinmiştir. Doğa ile teknoloji bütünselleşmiştir. Üretim yöntemlerimizi de kökten değiştiren bu alanda yenilikçilik ve yeni teknolojiyi etkin kullanılmadığında, gelişmenin de olmadığı aritmetik kesinlik kazanmaktadır. Birey ve toplum temelinde teknolojiyi bedenimizin bir uzvu haline getirmek zorunda olduğumuz gerçeği her gün ve her işte karşımıza çıkıyor. Gelenekler tükenmekte, alışkanlıklar gerilemektedir.

Gerçek genelde böyle iken Türkiye’de bilişime harcanan toplam para henüz milli gelirin yüzde 1’ini aşabilmiş değildir. Oysa rakibimiz olarak aldığımız ülkelerde bu oran yüzde 3’ü aşmaktadır. Ayrıca, bazı kanuni mecburiyetler konulmasına rağmen KOBİ’lerimizin bilişimi yeterince kullanmadıkları görülmektedir. Sektöre yapılan yatırımın büyük bölümü donanıma gitmekte; asıl katma değer yaratan yazılıma harcanan para ise yüzde 20’lerde kalmaktadır.

KOBİ’lerimizin sürekliliğinin ve ekonomik gücünün Ar-Ge’den, yenilikçi olmaktan geçtiğini ve bilişim teknolojilerinin buna yönelik kapasiteyi katlayarak geliştirdiğini hesaba katarsak, bilişim teknolojilerini KOBİ stratejilerinin merkezine yerleştirmek zorunda olduğumuz açıklık kazanmaktadır.

E-Ticaret, bütün dünyada baş döndürücü bir hızla gelişirken, Türkiye’de KOBİ’ler için hala, ilgi uyandıran fakat gri kalmış bir alandır. E-Ticaret’te KOBİ’ler için ciddi fırsatlar bulunmaktadır. E-Ticaret, KOBİ’lere işgücü ve zaman kazandırmakta, üretime odaklanma imkânı sağlamakta, önemli bir katma değer yaratmaktadır. Türkiye’de son yıllarda E-Ticaret’te belli bir hızlanma yaşandığı gözlense bile, bu gelişme daha çok bir kaç hizmet sektörüyle sınırlı kalmıştır. Bilişim teknolojilerini kullanmakta isteksiz olmalarının nedenlerini ele aldığımız gibi KOBİ’leri e-ticaretten uzak tutan nedenleri de aynı önem ve ciddiyetle ele almalı, yasal ortam dâhil, sektörün zayıf yönlerini güçlendirecek ve E-Ticaret’i KOBİ’ler nezdinde cazip kılacak çalışmaları gerçekleştirmeliyiz.

5-GİRİŞİMCİLİK, YENİLİKÇİLİK VE KOBİ’LER
KOBİ’lerde değişim ve dönüşümün anahtar kavramı İnovasyon’dur. Her işletmenin inovasyon kavramıyla tanışmasını ve bu konuda helezonik bir gelişme göstermesini sağlamak durumundayız. Bunun da koşulu girişimci olmaktır. Türkiye’de girişimcilik Avrupa standartlarının üzerindedir. Ancak girişimci olabildikten sonraki süreçleri yönetmede, işletmemizi büyütüp ileriye götürmede bilgi ve beceri eksikliğimiz bulunmaktadır. IX. KOBİ Zirvesi, KOSGEB’in başlattığı girişimcilik eğitim ve desteklerinden kısa zamanda önemli sonuçlar doğmasının altını çizerek girişimcilik eğitiminin odak konulardan biri olması gerektiğine dikkat çekmiş, girişimci eğitimleri için format ve içerik olarak bilimselliğe dayanan yeni ve daha yetkin modeller geliştirilmesi ihtiyacına parmak basmıştır.

Girişim ve yenilikçiliğin küresel pazara ulaşmasında, başka bir ifadeyle küresel aktör olabilmekte KOBİ’lerimizin izleyeceği iki yol bulunmaktadır:

a-Ana üreticilerle işbirliği yapılarak alt yüklenici olarak konumlanmak, (bazı sektörlerde çok sayıda yan sanayi alanında faaliyet gösteren KOBİ’miz bu yoldan giderek küresel başarılar elde etmiştir)
b-Güçlü ana üreticilerin dikkatini çekecek ürünler, üretim yöntemleri ve buluşlar gerçekleştirmek suretiyle küresel pazarda gelişmek.

Ar-Ge ve inovasyona ciddi anlamda önem verilmeden bu iki yolun ikisinde de adım atmak mümkün değildir.
Henüz yolun başındayız. Türkiye için bu aşamada İnovasyonu destekleyen ortamın oluşturulması hayati önemdedir. Şirket bazında inovasyon için altyapının belli düzeye getirilmesi önem taşımaktadır.

Bilimsel üretim, yüksek teknoloji ile üretim ve katma değer üretimi ile verimliliğin yükseltilmesi, böylece rekabet gücü kazanılması için KOBİ’lere destek olacak politika ve imkanların sağlanması şarttır. Bu da kamusal ve sivil güçler alanlarında kapsamlı işbirliklerini zorunlu kılmaktadır.

6-KOBİ’LERDE DÖNÜŞÜMÜ TEŞVİK ETMEK VE DÖNÜŞÜMÜ YÖNETMEK
KOBİ’lerde yenilikçi ekseninde bir girişimcilik kapasitesi oluşturmak ve buna yönelik köklü bir dönüşüm sağlamak için kullanılacak en önemli enstrümanlardan biri de destek ve teşvik sistemidir. Türkiye bu konuda gelişmiş ülkelerdendir. Almanya bugünkü ekonomik gücünü borçlu olduğu KOBİ’lerini dönüştürmekle övünüyorsa, Türkiye de en az Almanya kadar bunu başaracak derin tecrübeye sahiptir. KOBİ’lerde dönüşüm, değişkenleri çok fazla olan dinamik bir süreci ifade etmektedir. Bu süreçlerin yönetildiği ve yönlendirildiği temel çerçeveyi oluşturan KOBİ teşvik sisteminin de bu zenginliği kapsaması gerekmektedir.

IX. KOBİ Zirvesi yeni teşvik sisteminin ileri düzeyini ve yüksek yatırım beklentilerine yanıt vereceğini belirlemiştir. Ar-Ge ve inovasyon önceliğinin sisteme kazandırılması önemli bir adım olmuştur. Ancak, IX. KOBİ Zirvesi, sistemin bugünkünden daha güçlü bir KOBİ perspektifine yer vermesine, bunun da yıllar hatta mevsimler itibarıyla alınan sonuçlara dayanılarak adım adım geliştirilmesine olan ihtiyacı seslendirmiştir.
Dönüşümü KOBİ’lerin kendisinden beklemek zaman kaybettirmektedir. Dönüşümün dinamikleri KOBİ’lere dışarıdan sağlanmak durumundadır. Değişim dinamiklerinin bir kısmı piyasalaşmıştır, KOBİ’ler tarafından satın alınmayı beklemektedirler; bir kısmı da kamudadır, KOBİ’lerden talep beklemektedir. Bu durağan çerçeveyi KOBİ’ler, dönüşümün aktörleri ile aşacaklardır. Türkiye’de bu değişimin aktörleri, kamu, siyaset, üniversiteler ve finans kurumlarıdır; her biri bir sektöre öncülük eden güçlü holding yapılarıdır; değişim konusunda kendini belli bir alana konumlandırmış sivil toplum kuruluşları, Ar-Ge ve inovasyon platformları, destek-teşvik sistemleridir, oluşan piyasalardır. Türkiye’de bu aktörlerin tek tek tümü mevcuttur, her biri KOBİ’ler için çok değerli çalışmalar yapmaktadır ancak IX. KOBİ Zirvesi’nin altını çizdiği KOBİ sorunları devam etmektedir. Büyük bir KOBİ dönüşüm hareketini gerçekleştirmek için bütün çalışmaları ortak bir doğrultuda yan yana getirmek zarureti vardır.

7-DIŞ TİCARET – YENİ PAZARLAR VE KOBİ’LER
Türkiye 2012 yılında GSMH’de sağladığı büyümenin yarısını ilk kez ihracattaki başarısından elde etmekle bu konuda yeni bir noktaya geldiğini, ithalata ve dış tasarrufları kullanmaya dayalı büyümeden ‘ihracata dayalı büyüme’ye geçişini mümkün kılacak asgari kapasiteyi kazandığını göstermiştir. Türkiye ayrıca bölgesel üretim üssü olmaya yönelik yeni bir sanayileşme stratejisi benimsemiştir. KOBİ’lerin dönüştürülmesini gündeminin başına alması da bu nedenledir ve doğru bir yönelimdir. Bu noktada Avrasya, Asya, Afrika ve Ortadoğu pazarları Türkiye için hedef pazarlar haline gelmiştir. Bu pazarlar KOBİ’lere yeni fırsatlar ve yeni müşteri yapıları sunmaktadır. IX. KOBİ Zirvesi, KOBİ’leri bu yeni fırsatlara yöneltecek yeni çalışmalara olan ihtiyacın altını çizmiştir.

İhracatçı KOBİ’lerimiz tek pazarla veya mevcutla yetinme alışkanlığından kurtulmalı, ürün ve
pazar çeşitlendirme faaliyetini sürekli kılmalıdırlar. Uluslararası arenada markalaşma nihai hedefleri olmalıdır.

Daha fazla KOBİ’yi ihracatçı yapmak zorundayız. Yeni pazarlara yenilikçilik yapmadan girilemez. Yenilikçiliği yeni KOBİ’lere de kazandırmak durumundayız. Bu amaçla ülkenin tüm KOBİ potansiyelini görmek için örneğin Anadolu’da ihracatta 1 milyar dolar sınırını aşamamış illere odaklanmak, bu illerin ortaya çıkmamış potansiyellerine yoğunlaşmak yararlı olacaktır. Bu noktada Kalkınma Ajansları’nın öncülüğü önem kazanmaktadır. Kalkınma Ajansları yerel ve bölgesel kalkınma stratejilerine, daha doğarken küresel doğacak ve başladığı anda hızlı koşacak yenilikçi ve girişimci KOBİ’ler yaratmayı dahil etmelidirler.

8-KOBİ’LERİN FİNANS SORUNLARINA ÇÖZÜMLER:
Türkiye’de KOBİ’ler halen ağırlıklı olarak bankacılık sistemi tarafından fonlanmaktadır. Son yıllarda ‘KOBİ Bankacılığı’ adı altında bankacılık sektöründe dikkate değer bir canlanma gözleniyor olsa bile KOBİ’lerimizin bu alandan sağladığı kaynak OECD ortalamasının yarısı bile olamamıştır. Yeni yasal düzenlemeyle faktoring sektörünün KOBİ’ler için kaynak üretmeye uygun hale getirilmesini bir kenara koyarsak, finansal sistemimizin KOBİ’lere yönelik hala ağırlıklı olarak ticaretin desteklenmesi biçiminde işlediğini söylemek mümkündür. Diğer yandan KOBİ kredileri şirketin projesine veya performansına değil, sağladığı ‘garanti’lerine verilmektedir. Bu işleyiş, KOBİ’lerimizin inovasyona ve teknolojiye yatırım yapamadan, istihdam yoğun üretime takılıp kalmalarında pay sahibi olmaktadır. Yatırım bankacılığımızın yapısı da aynıdır. IX. KOBİ Zirvesi, girişimci ve yenilikçi KOBİ’lerin finansal kaynaklara fikir ve projeleriyle erişebilmede yaşadıkları güçlüklerin altını çizmektedir.

9-KOBİ’LERDE DÖNÜŞÜMÜN YÖNETİLMESİ
Dönüşümü KOBİ’lerin kendisinden beklemek zaman kaybettirmektedir. Dönüşümün dinamikleri KOBİ’lere dışarıdan sağlanmak durumundadır. Değişim dinamiklerinin bir kısmı piyasalaşmıştır, KOBİ’ler tarafından satın alınmayı beklemektedirler; bir kısmı da kamudadır, KOBİ’lerden talep beklemektedir. Bu durağan çerçeveyi KOBİ’ler dönüşümün aktörleri ile aşacaklardır. Türkiye bu değişimin aktörleri, kamudur, siyasettir, üniversitelerdir, finans kurumlarıdır; her biri bir sektöre öncülük eden güçlü holding yapılarıdır; değişim konusunda kendini belli bir alana konumlandırmış sivil toplum kuruluşları, Ar-Ge ve inovasyon platformları, destek-teşvik sistemleridir, oluşan piyasalardır. Türkiye’de bu aktörlerin tek tek tümü mevcuttur, her biri KOBİ’ler için çok değerli çalışmalar yapmaktadır, ancak IX. KOBİ Zirvesi’nin altını çizdiği KOBİ sorunları da devam etmektedir. Büyük bir KOBİ dönüşüm hareketini gerçekleştirmek için bütün çalışmaları ortak bir doğrultuda yan yana getirmek zarureti vardır.

IX. KOBİ Zirvesi bu ihtiyaçtan hareketle KOBİ’lerde değişim ve dönüşümü sağlamak amaçlı projelerin geniş işbirlikleri temelinde yapılmasının önemini bir kere daha vurgulamıştır
10- İZLENECEK KONULAR
IX. KOBİ Zirvesi aşağıdaki konu başlıklarını, yıl içinde yapılacak KOBİ çalışmalarında yer alması ve izlenmesi gerekli konular olarak kaydetmiş bulunmaktadır
• Kümelenmenin KOBİ’lere sağladığı avantajların anlatılması, yeni KOBİ kümelenme projelerinin yapılması, başlatılması, teşvik edilmesi
• Eğitimlerden ve sağlanan ilk desteklerden sonra girişimciyi izleyen, karşılaştığı gelişme ve büyüme sorunlarına çözüm ve destek üreten bir sistem geliştirilmelidir. TOBB’un ülke çapında yaygınlaşan Genç ve Kadın Girişimci Kurulları ekseninde, mahalli tüm aktörleri biraraya getiren bir yapı kurulması.
• Kadın Girişimciliği’nin ekonomideki cinsiyetçi tortuları ortadan kaldırmaya dönük yeni bir vizyonla ele alınması, kadın girişimci eğitiminde özel bir ihtisaslaşmaya gidilmesi
• Ar-Ge ve İnovasyon konularında KOBİ’lere yönelik bir “öz evlat” yaklaşımının geliştirilmesi
• KOBİ’lerde üretim ve istihdam maliyetlerini düşürecek reformlar ve çalışmaların gerçekleştirilmesi
• KOBİ’lerimizin, bilhassa ara malları konusunda ithal ikame kapasitesinin güçlendirilmesi
• KOBİ’lerde hayat boyu eğitimin yaygınlaştırılması.
• Kamu alımlarında ve kamu ödemelerinde KOBİ’lerin önceliğinin uygulamada sağlanması
• Yabancı yatırımlarda yerli alım oranlarının (Offset anlaşma) KOBİ’ler adına daha fazla yükseltilmesi
• KOBİ’lerin yenilikçi nitelikte makine-teçhizat ve donanım yatırımlarında KDV istisnasının genişletilmesi
• Rekabet Hukuku’nun KOBİ’leri haksız rekabete karşı koruyacak şekilde kurgulanması.
• Yerli KOBİ ürünlerinin AVM raflarında daha fazla yer alması konusunda düzenlemeler yapılması
• KOBİ’lerin kayıtlı ekonomiye geçişleri özendirilmeli.
• Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun ve birçok yeni yasal düzenlemenin uygulanmasında KOBİ’lerde görülen gecikmeye idari toleransların sağlanması
• KOBİ’lerin durumu, gücü, ihtiyaçları, sorunları, talepleri konularında kamunun bilgisinin genişletilmesi ve güncellenmesi
• KOBİ’lerin kurumsallaşması için destek sağlanması ve gerekli eğitimlerin verilmesi

Anasayfa Widget 1

Endüstrileşmek, en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için hammaddeleri ülkemizde bulunan büyük küçük her çeşit sanayii kuracağız ve işleteceğiz. En başta vatan savunması olmak üzere, ürünlerimizi değerlendirmek ve en kısa yoldan, en ileri ve zengin Türkiye idealine ulaşabilmek için bir zorunluluktur.

Mustafa Kemal ATATÜRK
sosyal medya çözüm ortakları

SOSYAL MEDYADA TOSYÖV

Kobi zirvesi son

KOBİ ZİRVESİ

XII. KOBİ Zirvesi Konuşmalarını izlemek için tıklayınız.

KOBİ Zirvesi fotoğraflarına ulaşmak için tıklayınız.