7. Kobi Zirvesi Zirve Sonuç Bildirgesi

SONUÇ BİLDİRGESİ

16-17 Mart 2011 İstanbul Ticaret Odası

16-17 Mart 2011 tarihlerinde İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu’nda, “KOBİ’ler için Rekabetçi Stratejiler ve Uluslararası İşbirliği İmkanları“ ana teması altında, Türkiye  Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği  (TOBB), Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO), işbirliği içinde ve geniş bir temsili kurumsal katılımla gerçekleştirilen 7. KOBİ Zirvesi sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaktadırlar.

DÜNYA EKONOMİSİNDE DEĞİŞİM VE KOBİLER

* Küresel krizden sonra dünya ekonomisinin, klasik algıları değiştiren ve geleneksel stratejileri geçersiz kılan bir kökten değişim sürecine girdiği noktasında herkes hem fikirdir. Buna bağlı olarak bütün ülkelerde ve Türkiye’de KOBİ algısı da değişmektedir. Bu tespitten hareketle

  1. KOBİ Zirvesi, KOBİ’lerimizi değiştirecek, güçlendirecek küresel değişimin bir parçası haline getirmek suretiyle dayanıklı kılacak yaklaşımlara yoğunlaşmıştır. Ayrıca, Türkiye’de değişimin ancak kendini değiştiren KOBİ’ler temelinde süreklilik kazanabileceğini, bu nedenle ülke genelinde “Lider ülke Türkiye” olarak tanımlanan 2023 yılı hedeflerine, KOBİ’lere dönük stratejik bir eylem planı gerekliliği hususunda uzlaşmaya varılmıştır.

* 7. KOBİ Zirvesi’nde, açıklanmış bulunan Sanayi Strateji Belgesi, KOBİ’lerin kurumsallaşmasında önemli rol oynayacak Yeni Türk Ticaret Kanunu, Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması, izlenen mali politikalar ve elde edilen makro ekonomik sonuçlar

“uygun iklim” olarak değerlendirilmiştir. Ancak,  dünyanın 17. büyük ekonomisi olmasına ve makro düzeyde elde edilen iyi sonuçlara rağmen Türkiye’nin hala Uluslararası Rekabet Endeksinde 61., İnovasyonda 67. sırada olmasından  hareketle, KOBİ’lerin değişime ayak uydurmada önemli güçlüklerle karşılaştıklarının altını çizmiştir.

* Dünyadaki değişimin eksenine Ar-Ge ve İnovasyon; Bilgi ve İletişim Teknolojileri; kaliteli, hızlı ve düşük maliyetle üretim; girişimcilik gibi temel unsurlar yerleşmiştir. Dünya üretim ve ticaretinde özellikle rekabetçilik ekseninde oluşan yeni denge ve ağırlıklar; KOBİ’lerimizi güçlü ve dayanıklı kılacak kapsamlı ve kalıcı politikaların gerekli olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.

 

AB VİZYONUMUZ VE KOBİLER

*  KOBİ’lere yaklaşımda Türkiye’nin temel doğrultusunun her durumda, AB Küçük İşletmeler Yasası’na  (SBA Small Business Act) paralellik arzetmesi beklenmektedir.

Bu bağlamda 7. KOBİ Zirvesi, Türkiye’nin;

– Girişimciliği ve KOBİ ölçeğini zenginleştiren ortamı yaratmak,

– Dürüst girişimcilere sıkıntıya düştükleri zaman özel destekler vermek,

– Düzenlemede ve uygulamada “önce küçük olanı düşünmek”,

– Kamu idaresinde KOBİ departmanlarını birleştirerek, güçlendirmek,

– Kamu politika araçlarını KOBİ ihtiyaçlarına adapte etmek,

– KOBİ’lerin kamu alımlarındaki ağırlığını arttırmak,

– KOBİ’lerin finansmana erişimlerini kolaylaştırmak,

– Ticari ödeme işlemlerinde KOBİ’leri öne almak,

– KOBİ’leri küresel pazara yakınlaştırmak,

– KOBİ’lerde yaratıcılık ve yenilikçiliği yükseltmek,

ilke ve prensiplerinden hareketle stratejik yürüyüşünü daha da güçlendirmesini beklemektedir.

ARGE, İNOVASYON, TELİF HAKLARI VE KOBİLER

* Türkiye’de KOBİ’lerin değişme ve küresel rekabette etkin olma istek ve iradeleri canlanmıştır. KOBİ’ler artan oranda yenilikçi ve yaratıcı faaliyetlere yönelmişlerdir. Toplam patent başvuruları 2010’da yüzde 16 artarken yerli patent başvurularının yüzde 26 artmasında, Türkiye’nin buluş yapısının Faydalı Model’den Patent’e kayarak değişmesinde ifadesini bulan bu gelişme, Ar-Ge ve İnovasyon’a dönük yeni ve güçlü bir eylem planı ihtiyacına işarettir. Ancak aynı zamanda, KOBİ’lerde patent ön araştırması yapılmamakta, zaman ve kaynak israf edilmektedir. Keza, yönetime yansıtılmadığı ve kayıt sistemine intikal ettirilmediği için patent değeri olan yenilikçi pek çok buluş KOBİ’lerde kaybolup gitmektedir. Çarpıcı, marifetli ve sıradışı, rasyonel fiyatlarda marka ürün geliştirmenin şartı olan tasarım kültürü KOBİ’lerde  eksiktir. Bütün bu nedenlerle rekabetçi olabilmenin de olmazsa olmazı olan yaratıcı ve yenilikçi faaliyete dönük tüm yasal ve idari düzenlemeler ile teşvik ve desteklerin KOBİ’lere öncelik veren yeni bir yaklaşımla ele alınması istenmektedir.

DIŞ TİCARET – YENİ PAZARLAR VE KOBİLER

* Küresel Rekabet aynı zamanda KOBİ’ler arası rekabet biçiminde gerçekleştiği için, KOBİ’lerimizin kalıcı bir güç olmasının yolunun küresel rekabeti hem iç, hem de dış pazarlarda kazanmalarından geçtiği açıktır. Krizden sonraki dünya ekonomisinde yeni eğilimler yeni pazarları yükseltmiş, bu bağlamda KOBİ’lerimizin alternatif dış pazarlara yönlendirilmesi büyük önem kazanmıştır. 7. KOBİ Zirvesi, Türk KOBİ’leri için Avrasya, Afrika ve Asya pazarlarını stratejik pazarlar olarak tanımlamış, bu noktada Pazar Araştırmasının önemini vurgulamıştır. Etkin bir organizasyon yapısı içinde gerçekleştirilmesi gereken yaşamsal bir faaliyet, mevcut durumda bazen çantasını alanın yurtdışına gitmesi, başarının bireysel beceriye indirgenmesi ve şansa bırakılması şeklinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle KOBİ’lerin yeni pazarlara açılmalarına, küçük olmanın avantajlarını kullanırken aynı zamanda birleşerek ölçek güç yaratmalarına yönelik yeni politikaların geliştirilmesi önem arz etmektedir.

KOBİ’LERDE GİRİŞİMCİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ

* Türkiye’nin değişim, gelişim ve çok yönlü kalkınmada  temel dayanağı, dış basınç ve saptırmalardan korunduğunda muhteşem atılımlar yapabileceği defalarca kanıtlanmış olan, beşeri sermayesinin girişimci özelliğidir. Türkiye’nin bu girişimci potansiyelinin kaynağı, eğitimli genç nüfusu ile birlikte, çalışanları ve sahipleriyle sayıları milyonu aşan KOBİ’leridir. Bu yüksek girişimci potansiyelini en üst düzeylere çıkarmak suretiyle Türkiye’nin ufkunu açmak için her tür düzenleme ve politikanın acilen geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu nedenle, girişimciliğimizin iktisadi, siyasi, ve mali ikliminin oluşturulması başta olmak üzere, girişimci yetiştirmek, başlangıç sermayesi dahil girişimci desteklerini bir  akıl zinciri içinde zenginleştirmek ve derinleştirmek, kamunun ve özel kesimin boynunun borcu haline gelmiş bulunmaktadır. KOSGEB’in bu konuda geliştirdiği yeni yaklaşım ve uyguladığı girişimci destek programları ile YÖK’ün girişimci eğitimini tüm üniversitelerimizde yaygınlaştıracak olması ve TOBB’un Genç ve Kadın Girişimciler Kurulları vasıtasıyla gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar 7. KOBİ Zirvesi tarafından takdire değer bulunmuş, aynı ruh ve heyecanı iş aleminin bütün kurumlarının da duyumsaması ve uygulamaya aktarması önerilmiştir.

TEŞVİK SİSTEMİ VE YENİ TEŞVİK UNSURLARI

* 7. KOBİ Zirvesi’nin dikkat çektiği ihtiyaçlardan biri de, uygulamadaki teşvik sisteminin aksayan yönlerinin giderilmesi olmuştur. Sistem, özellikle ve yatırımlar yönünden belli bir KOBİ perspektifi içermemektedir. Mevcut teşvik sisteminde yer alan asgari yatırım tutarları ve kapasiteleri Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin boyutlarını aşmaktadır. Sistemde bölgesel teşviklerin sektörel yapısı ile sektörlerin bölgedeki durumu tam manası ile örtüşmediği gibi, iller ile bölgeler arasında da uyumsuzluklar bulunmaktadır. Bu nedenlerle 7. KOBİ Zirvesi, sistemin yeni düzenlemelerle güçlendirilmesi ihtiyacına, bütün destek ve teşvik kriterlerinin KOBİ ölçeğine göre yenilenmesine, Ar-Ge, İnovasyon önceliğinin sisteme konmasına dikkat çekmiştir.

KOBİLER VE FİNANSMANA ERİŞİM

* KOBİ’lerdeki değişimin çapını ve hızını, uygun finansa erişim belirliyor; aksi, değişimi güçleştiriyor. Bu çerçevede,

  • KOBİ’lerimizin hem klasik, hem de alternatif finans kaynaklarına uzak olması,
  • Kısa ve orta vade yapılı banka kredilerine mahkum kalması,
  • Teminat sorunlarının çözülememiş olması,
  • Her ne kadar başlamış ve görece gelişmiş olsa bile kurumsallaşmış bir KOBİ bankacılığımızın bulunmaması,
  • Uzun vadeli ve düşük faizli kredi olanaklarının sistemdeki marjinalliği, çözümü gerekli finansal sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir.

Ayrıca mevcut Bankacılık anlayışı ile KOBİ’ler arasında belli bir iletişim sorunu yaşanmaktadır. Bankaların KOBİ’lere yaklaşımında kriterler standartlaşmamıştır.

  1. KOBİ Zirvesi bu somut durumdan hareketle, KOBİ’lerin kaliteli finansmana erişim ihtiyacının altını çizmiş, kredi pastasındaki KOBİ dilimini yüzde 30’ların üstüne çıkarmayı tüm finans kurumlarına düşen önemli bir görev olarak saptamıştır. Bu bağlamda KOBİ’leri bir an önce kurumsallaşmaya, kayıtlılığa ve şeffaflığa çağırmış;
  • Kredi Garanti Fonu’nun teminat kapasite ve vasfının yükseltilerek işlevli kılınması ve KOBİ’lerin hizmetine sunulmasını,
  • Halkbank, Vakıfbank, Türkiye Kalkınma Bankası ve Ziraat Bankası’nın, sektörel ihtisaslaşma temelinde ve KOBİ bankacılığını içerecek biçimde yeniden yapılandırılmasını,
  • KOBİ’lerimizin iç ve dış kaynaklı çeşitli fonlara ulaşımının ihtisaslaşmış temas noktaları ile kolaylaştırılmasını,
  • Yeni kredi sigorta sistemlerinin yaratılmasını ve;
  • Bölgesel Kalkınma Ajans’larına merkezi bütçeden daha fazla kaynak aktarılmasını alınacak acil tedbirler olarak sıralamıştır.

PLANLI VE PLANSIZ KOBİ EĞİTİMİ

* KOBİ’lerin rekabetçi bir güç kazanmaları, eğitimin üretici bir güç olarak organizasyonunu ve kullanılmasını, KOBİ kurumu içinde yer alan çalışanlarla yönetenlerin ortak bir sistem dahilinde eğitilmesini ve ara eleman ihtiyacı açısından da Mesleki Eğitim’in güçlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Orta ve uzun dönemli bir eğitim stratejisi kapsamında özel sektör, devlet ve üniversitenin bir araya geldiği, mesleki eğitimin istihdam garantileriyle desteklendiği, somut ihtiyaçlar temelinde planlanmış bir mesleki eğitim seferberliğinin başlatılmasını, bu seferberliğin OSB’ler, KSS’ler ve münferit sanayi bölgelerinden oluşan birleştirilmiş Bölge Meslek Okulları temelinde yürütülmesini öneren 7. KOBİ Zirvesi, işsizliğin Ülkemizde büyük ölçüde “mesleksizlik” olduğu gerçeğine de işaret etmiştir. Ayrıca, bu çerçevede yürütülen UMEM Beceri’10 “Meslek Edindirme Seferberliği” Projesi’nin önemine vurgu yaparak tüm taraflarca desteklenmesi gerektiğini ifade etmiştir.

BÖLGESEL KALKINMA VE KOBİ’LER

* KOBİ’lere dayalı yeni bir stratejik kalkınma hamlesinin araçlarından birini, Bölgesel Kalkınma Ajansları oluşturmaktadır. Bölgesel Kalkınma Ajansları’nın mümkün olduğunca özerkleştirilmesi ve yerel dinamiklere bağlanması, bölgesel gelişme ve kalkınma planlarının KOBİ temelli bir stratejiye oturtulması hedeflenmelidir.

KOSGEB-KOBİLER VE TEK HİZMET ÇATISI

*. Kriz döneminde ve krizden sonraki son bir yılda KOSGEB,

hem kredi faiz desteği, hem de proje bazlı destekleriyle KOBİ’lere kısmen nefes aldırdığı gibi, gelinen son aşamada girişimci yetiştirme ve girişimciye sağladığı Başlangıç Sermayesi destekleri ile  dikkat çekmiştir. Hedef kitlesine ulaşmak için aldığı prensip kararları çerçevesinde KOSGEB’e sahip çıkılmasını 7. KOBİ Zirvesi bir kere daha telaffuz etmeyi uygun görmüş, perspektif olarak da KOSGEB’in “Tek Hizmet Noktası” olarak yeniden yapılandırılmasını, katılımcı bir temelde KOBİ’lerle ilgili çalışmalar yapan, politika üreten, karar alan, destek sağlayan ve izleyen tek bir çatı olmasını, önermiştir.

Bunun yanında Türkiye’nin KOBİ’lerle ilgili bilgi ve uygulama tecrübesinin en ileri kurumsal ifadesi olan KOSGEB’in hedef kitlesi imalat sanayinden tüm sektörlere genişleyerek milyonu aşmış bulunduğu hususu dikkate alınarak  kuruma personel, donanım ve teçhizat açısından gerekli takviyelerin yapılması ve kaynaklarının artırılması, hareket serbestisini sağlayacak mevzuat değişikliklerinin yapılması  gerekli görülmektedir

 

AYRICA;

– KOBİ’lerin profesyonel yönetim sistemleri çerçevesinde kurumsallaşmasına dönük programların geliştirilmesi, yaygınlaştırılması,

– KOBİ’lerimizin en az yararlandıkları ama derin ihtiyaç duydukları Danışmanlık Hizmetlerinin belli bir akreditasyon sistemine kavuşturulması,

– KOBİ’ler lehine kabul edilebilir kapsamda yeni bir vergi düzenlemesi, KOBİ’lerin yenileştirici makine-teçhizat ve donanım yatırımlarına KDV istisnası getirilmesi

– Üretim zincirinin daha geniş bir bölümünü ülke içerisinde tutacak ve KOBİ’leri öne çıkaracak tedbirlerin alınması,

– Offset anlaşmalarla yabancı yatırımlarda yerli alım oranlarının KOBİ’ler adına yükseltilmesi,

– KOBİ alacaklarına öncelik tanıyan yasal düzenlemelerin titizlikle uygulanması, takibi ve bir ticaret kültürü haline getirilmesi,

– Kamu  alımlarında KOBİ’lerin ağırlının, şeffaf bir sistemle desteklenerek artırılması,

– İhracata dönük yerel kaynakları harekete geçiren KOBİ’lerin ödüllendirilmesi,

– İhracatçıya verilen desteklerin aynı zamanda üretici olan KOBİ’lere kaydırılması,

– Rekabet Hukukunun KOBİ’lerin mağduriyetine yol açan eksikliklerinin giderilmesi, hakim durumdaki işletmelerin bu durumlarını kötüye kullanmalarının engellenmesi,

– Birleşme ve devralmaların sıkı denetimi,

– Kalkınma planlarının, KOBİ’leri daha çok dikkate alan revizyonlarla tazelenmesi,

– AVM raflarında yerli KOBİ ürünlerinin artan oranda yer alabilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması.

Hususlarının da hazırlanacak bir KOBİ eylem planında dikkate alınması gerekliliği üzerinde uzlaşılmıştır.

Anasayfa Widget 1

Endüstrileşmek, en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için hammaddeleri ülkemizde bulunan büyük küçük her çeşit sanayii kuracağız ve işleteceğiz. En başta vatan savunması olmak üzere, ürünlerimizi değerlendirmek ve en kısa yoldan, en ileri ve zengin Türkiye idealine ulaşabilmek için bir zorunluluktur.

Mustafa Kemal ATATÜRK
sosyal medya çözüm ortakları

SOSYAL MEDYADA TOSYÖV

Kobi zirvesi son

KOBİ ZİRVESİ

XII. KOBİ Zirvesi Konuşmalarını izlemek için tıklayınız.

KOBİ Zirvesi fotoğraflarına ulaşmak için tıklayınız.